ERUSAM ERUSAM

İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASINA DAİR: SİYONİZM NEDİR? 

Siyonizm, Filistin bölgesinde Yahudi yurdu kurmayı amaçlayan bir harekettir/ideolojidir. Siyonizm, Avrupa’daki Yahudilerin sosyal, siyasal ve ekonomik konumlarının tartışıldığı süreçte ortaya çıktı. Ayrıca on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Yaklaşık üç milyon Yahudi’yi barındıran Rusyada meydana gelen Anti-Semitizm (Yahudi düşmanlığı ) bu düşüncenin doğmasında etkili oldu.[i] Siyasal Siyonizm’in Liderliğini Macar Yahudisi olan TheodorHerzl üstlendi. Herzl, Fransa’da 1894’de meydana gelen Albay Dreyfus olayından etkilenmiştir. “Yahudi devleti” isimli eserinde Yahudilerin Avrupa dışında göç edeceği bir yurt arayışına başlaması gerektiğini savunmuştur. Bu amaçla 29 Ağustos 1897de İsviçre Baselde ilk Siyonist kongresi toplanmış ve bu kongrede "Dünya Siyonist Örgütü" kurulmuştur. Basel Kongresinde, Filistinde bir yurt edinilmesine çalışılması kararı alınmış ve Filistin’de bir Yahudi devleti kurma düşüncesi düzenli siyasi bir program haline dönüşmüştür.[ii] Kongrenin toplandığı yıllarda Filistin’in bir Osmanlı toprağı olması, Dünya Siyonist Örgütü lideri TheodorHerzl’in Osmanlı yetkilileriyle temasa geçmesini sağladı. Herzl’in amacı, Osmanlı devletinden Yahudilerin Filistine göç edebilmesine ve bölgeye yerleşmelerine izin alabilmekti. Bu amaç doğrultusunda Herzl, 1896-1902 yılları arasında beş defa İstanbul’a gelerek II. Abdülhamit ile görüşmek için çabaladı.[iii]Herzl, yerleşim izinlerine karşılık Sultan’a Osmanlı devletinin dış borçlarını ödemeyi teklif etmiştir. Fakat II. Abdülhamit bu teklifini 5 Şubat 1902’de ki görüşmelerinde kabul etmemiştir.[iv] 1904’yılında TeodorHerzl’in ölümü üzerine Siyonizm hareketi bir süreliğine duraklamıştır. HaimWeizman’ın, Siyonizm’in liderliğine gelmesiyle bu duraklamadan kurtulan Siyonizm, merkezini de Viyana yerine İngiltere’ye taşıdı.[v] Bu stratejik değişiklik Osmanlı devletine bakış açısının da değiştiğinin bir göstergesidir. Artık Siyonizm hareketi, Filistin’de Osmanlı hâkimiyeti yerine, İngiltere’nin hâkim olması için elinden geleni yapmaya başladı. Rusyalı bir kimyager olan ChaimWeizmann’ın lider olduktan sonraki ilk politikası, Yahudi olmayan uluslara Siyonizm’in hedeflerini anlatarak onlardan yardım istemektir. Bu sayede Siyonizm’in uluslararası kamuoyunda tartışılmasını hedefleyen Weizmann, 1904’te İngiltere’ye gitmiş ve İngiliz devlet adamlarının dikkatini çekmeye çabalamıştır. 1915 yılında İngiltere hükümetinin Yahudi bir üyesi olan SirHerbertSamuel’in kabineye Filistin hakkında bir memorandum sunması hükümetin konudan haberdar olmasını sağladığı gibi Weizmann’ın elini güçlendiren bir adım olmuştur.[vi] Weizmann’ın, İngiltere hükümetiyle direkt muhatap olmasına katkı sağlayan ise İngiliz ordusunda yaşanan “aseton” ihtiyacıdır. Bu madde, Top ve Tüfek mermilerini atmada kullanılan dumansız barutun temel hammaddesiydi. Haziran 1915’de Weizmann’ınfermantasyon çalışmalarında mısırdan aseton üretmeyi başardığı Lyod George’a iletilmiş ve İngiltere ordusuna üretim yapması için Lyod George ile Weizmann anlaşmıştır.[vii Bu sayede Weizmann, İngiliz yönetimi nezdinde saygın bir kişi haline gelirken Siyonizm hareketi de yeni bir müttefik kazanma yolunda ilk adımı atmış oluyordu. Aralık 1916’da Llyod George’un Başbakan olduktan sonra Balfour’u dış işleri bakanı yapması Siyonizm-İngiltere birlikteliğinin daha sağlam temellere oturmasını sağlamıştır. Sir Mark Sykes’in 1917 yılı Şubat ayında Siyonistlerle resmi görüşmeler yapması için İngiltere hükümeti tarafından görevlendirilmesi Balfour Deklarasyonunun yazılması için atılan en önemli adımlardan birisiydi. 7 Şubat 1917’de yapılan görüşmeye; Weizmann, NahumSokolow, HerbertSamuel, LordRothschild, James de Rothschild, Joseph Cowen, HerbertBentwich ve Harry Sacher gibi önde gelen Siyonistler katılmıştı.[viii] Toplantıda Weizmann ve diğer Siyonist liderler Sykes’e, Filistin’de ortak yönetime karşı olduklarını ve İngiltere idaresinin olması gerektiğini iletmişlerdir.[ix]Görüşmeler devam ederken İngiltere hükümetine bilgilendirmelerde bulunan adı geçen Siyonistler en önemli adımı 18 Temmuz 1917’de attı.  LordRothschild, Dış İşleri Bakanı Balfour’a isteklerini belirten bir taslak sunmuştur. Taslakta; İngiltere hükümetinden Filistin’in Yahudi halkının ulusal vatanı olarak yeniden oluşturulmasında yardımcı olmaları talep edilmekteydi. Ayrıca İngiltere hükümetinden, Filistin’de ekonominin gelişmesi ve Yahudi göçüne ekonomik destek sağlamak için bir şirketin kurulmasında da yardımcı olmaları istenmekteydi.[x]Bu taslak üzerinde yaşanan tartışmalar ile İngiltere hükümeti, Dış İşleri bakanının adını taşıyan Balfourdeklarasyonunu yayınlamıştır. Deklarasyon, 2 Kasım 1917’de uluslararası Siyonist hareketin önderlerinden LordRothschild’a gönderilen bir mektuptan oluşmuş ve Filistin’de Yahudilere bir ulusal yurt kurulması çabasının İngiltere hükümeti tarafından destekleneceği belirtilmiştir.

"Saygıdeğer LordRotschild,

Majestelerinin hükümeti adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudi Siyonist isteklerini sempati ile karşılayan müteakip deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım. Majestelerinin hükümeti, Filistin’de Museviler için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin’deki mevcut Musevi olmayan toplumların sivil ve dini haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Musevilerin sahip oldukları hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır. Bu deklarasyonu Siyonist Federasyonu’nun bilgisine sunmanızdan memnuniyet duyacağım”. [xi] Balfourdeklarasyonu yazılırken dilinin belirsiz ifadelerle doludur. Örneğin “Yahudi olmayan topluluk ifadesinin kullanılması” bölgede yaşayan Arapların haklarını korumak için konulduğu ya da bu ifade ile Arap halklarının nüfusunun gizlenmeye çalışıldığı görülmektedir.[xii] İngiltere’nin bu gibi yorumlamalara izin verecek ifadeleri kullanmasının sebebi, bölgede uygulamaya çalıştığı politikalardan geri dönüş için bir açık kapı bırakmasıydı. Fakat Balfourdeklarasyonunun 9 Kasım 1917’de The Times gazetesinde yayınlanması bu görüşleri geçersiz kılmaktadır.[xiii]İngiltere’nin 1916 yılında imzaladığı Sykes-Picot anlaşması gibi bu deklarasyonu gizlemeye çalışmaması onun niyetini göstermektedir. Bunun yanı sıra General Allenby komutasındaki İngiliz ordusunun, deklarasyonun açıklanmasından yaklaşık bir ay sonra 9 Aralık 1917’de Kudüs’ü ele geçirmesi bu niyetin en açık ifadesidir. Siyonizm 1917 yılı itibariyle İngiliz mandası altında Filistin’e Yahudi göçlerini yoğunlaştırmaya başladı."

Tarih: 14.10.2023

Dr. Öğr. Üyesi Can DEVECİ

Kurumu : ERUSAM

E-Posta : cdeveci@erciyes.edu.tr

Telefon : +90 352 438 26 66

Araştırma Konusu : Ortadoğu

İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASINA DAİR: SİYONİZM NEDİR?  SDevamı>>>