ERUSAM ERUSAM

Erciyes Üniversitesi bünyesinde yer alan ERUSAM, ülkemizi ilgilendiren stratejik konularda alanında uzman kişilerle konferanslar düzenleyerek katılımcıların en doğru ağızdan bilgilendirilmesi hususunda çalışmalar yapmaktadır. Bu bağlamda 27 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleştirilen programda Çankaya Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mahir NAKİP, “Son On Yılda Iraktaki Gelişmeler ve Türkiye İlişkileri” başlığı çerçevesinde katılımcılara bir sunum gerçekleştirdi.

Programın moderatörlüğünü üstlenen ERUSAM Müdür Yardımcısı Arş. Gör. Dr. Tekin Aycan TAŞCI ilk olarak sözü, açılış konuşmasını yapması için ERUSAM Müdürü Prof. Dr. Muharrem AKOĞLU’na verdi. Sözlerinin başında katılımcıları selamlayan Akoğlu, ERUSAM’ın amaç ve hedeflerinin Türkiye için stratejik öneme sahip konularda çalışmalar yaparak katılımcılara yeni perspektifler kazandırmak olduğunun altını çizdi. İlgili amaçlar doğrultusunda Irak’ın sadece sınır komşusu olmayıp aynı zamanda tarihsel ve kültürel bağlarımızın bulunduğu bir ülke olduğunu belirterek Irak’ın tarihsel geçmişi, kültürel bakiyesi, dini, politik ve kültürel önemi hakkında bilgiler verdi. Sözlerinin devamında Akoğlu, özellikle Osmanlı Devleti’nden sonraki dönemde küresel güçlerin bölgeyi genişleme alanı olarak görmesinin bölge üzerinde terör faaliyetlerinin artmasına ve nihayetinde ülke sınırlarımızın güvenliğini tehdit eder hale geldiğini ifade ederek konun önemine dikkat çekti.

Akoğlu’nun açılış konuşmasından sonra moderatör geniş bir takdimden sonra sözü hatibe bıraktı. Erciyes Üniversitesi mensuplarını selamlayarak sözlerine başlayan Nakip, ilk olarak konunun altyapısını oluşturmak adına Irak’ın sosyo-politik tarihi hakkında bilgiler verdi. Bu minvalde Hz Ömer’in fethiyle başlayan, sonra sırasıyla Emevi, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı ve yakın dönem Irak politik yapılanmalarıyla ilgili genel bir çerçeve çizdi. Bu bölümde Nakip, Hz. Ömer ile ilk defa bölgenin kapısının Araplara açıldığını, Emeviler döneminde Yezid ile Kerbela hadisesinin yaşanmasının bölgeyi adeta “lanetli” bir yer haline getirdiğini ve halen akan kanın durmadığını ifade etti. Abbasiler ile ortaya çıkan ılımlı yapılanma sayesinde Türklerin saraya girdiğini ve o günden itibaren -gerek Selçuklu gerekse Osmanlı dönemlerinde- Türklerin bu bölgeye vatan gözüyle bakarak saygı duyduğunun altını çizdi. Özellikle Kut'ül Amare zaferinin üzerinde duran Nakip, gençlere bu zafer ile ilgili çalışmalar yapmalarını tavsiye etti. Osmanlı’nın yıkılması arifesinde küresel güçler tarafından yapılan Sykes-Picot Antlaşması’nın Araplara iki devlet vaat ettiğini, fakat hali hazırda bölgede 21 Arap devletin olduğunu ifade ederek, Osmanlı’nın tarihte ilk kez Arapları tek bir bayrak altında toplayabilen bir güç olarak kıymetinin anlaşılması gerektiğine dikkat çekti. Sosyo-politik sürecin devamı olarak ise Saddam dönemi ve İran-Irak savaşı hakkında bilgiler vererek özellikle söz konusu savaşın bugünü ilgilendiren sonuçları üzerinde durdu.

Sunumunun devamında Irak’ın sosyo-kültürel yapısına da değinen Nakip, bölgenin kültürel dokusu hakkında bilgiler verdi. Burada Irak’ın Güney, Orta ve Kuzey olmak üçe ayrılmasının sadece coğrafi bir ayrım olmayıp, bu ayrımın etnik, inanç ve medeniyet farlılıklarını da beraberinde getirdiğini ifade etti. Bölgedeki demografik dağılıma değinen Nakip, Irak’ın Güney bölgesinin Şii Arap kabilelerden, Orta bölgenin eğitimli Sunni Arap ve Türkmenlerden, Kuzey bölgenin ise Kürtlerden müteşekkil olduğunu ifade ederek, özellikle Türkmenlerin yaşadığı Erbil, Telafer, Kerkük, Diyala gibi bölgelerin stratejik önemine işaret etti.

Nakip, günümüz meselelerini tartışmaya açtığı son bölümde ise İran-Irak savaşı ve BM’nin 36. paralel kararının günümüz meselelerini anlamak için önemli olduğunu ifade etti. Bu noktada 1991 yılında yürürlüğe konan 36 paralel kararının esasında bir hazırlık aşaması olup Irak’ın kuzey bölgesinde yakın zamanda kurulan federatif yapının temellerinin bu karar olduğunu belirtti. Son birkaç yıl içerisinde bölgeyi sözde DEAŞ örgütünden temizlemek bahanesiyle Kürt yönetiminin bölgesini genişlettiğini ve bu durumun da Türkiye’nin sınır güvenliği için açık bir tehdit olduğuna dikkat çekti. Ayrıca konunun Suriye’nin Kuzeyinde kurulması planlanan ve Türkiye’nin aktif rol alarak engel olduğu “Kuzey Suriye Kürt Koridoru” ile de bağlantısı olduğunu ve tüm bunların esas amacının dünyanın en ucuz üretilen Kerkük petrollerinin en kısa yoldan Akdeniz’e ulaştırılması olduğu çıkarımında bulunarak, küresel aktörlerin bölgesel planlarına işaret etti. Türkiye’nin son dönemde gerek Suriye gerekse Irak’ın kuzeyine yapmış olduğu askeri operasyonların öneminden bahseden Nakip, özellikle DEAŞ ve PYD/YPG örgütleri ile mücadelede daha aktif rol alarak bölgede söz sahibi olmasının gerekliliğini vurguladı.

Son olarak olayın ticari boyutuna değinen Nakip, yıllık 19 milyar dolar olan Irak-Türkiye ticaret hacminin sadece Habur sınır kapısı üzerinden yürütülmesine karşılık, 9 milyar dolarlık Irak-İran ticaretinin beş ayrı sınır kapısından yürütülüyor olmasının bir tenakuz olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin defalarca talep etmesine rağmen Kuzey Irak Kürt yönetimi tarafından karşılık bulmayan Ovaköy sınır kapısının derhal açılmasının Telafer bölgesinde yaşayan Türkmenler ve Türkiye’nin sınır güvenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti.

Programın son bölümünde katılımcıların aklına takılan noktaların aydınlatılması için soru-cevap bölümü yapılmasının ardından kapanış konuşmasını yine ERUSAM Müdürü Prof. Dr. Muharrem Akoğlu yaptı. Akoğlu, kapanış konuşmasında dinleyiciler açısından son derece istifade edici bir program olduğunu ifade ederek katkılarından dolayı Prof. Dr. Mahir NAKİP’e teşekkür etti.

Konferans videosuna ERUSAM Youtube hesabından ulaşabilirsiniz: Son On Yılda Irak'taki Gelişmeler ve Türkiye İlişkileri

Tarih: 27.07.2021

Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur, ERUSAM ziyaretinde bulunmuştur.  >>>Devamı
 Üniversitemiz Stratejik Araştırmalar ve Uygulamalar Merkezi (ERUSAM) tarafından düzenlenen &ldquo>>>Devamı